SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-İYDEYN

<< 518 >>

باب: المشي والركوب إلى العيد والصلاة قبل الخطبة بغير أذان ولا إقامة.

7. Bayram Namazına Yürüyerek Ve Binek Sırtında Gitmek Ezan ve Kamet Olmaksızın Hutbeden Önce Namazı Kılmak

 

حدثنا إبراهيم بن المنذر قال: حدثنا أني، عن عبيد الله، عن نافع، عن عبد الله بن عمر: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يصلي في الأضحى والفطر، ثم يخطب بعد الصلاة.

 

[-957-] Abdullah İbn Ömer (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kurban ve Ramazan bayramı namazlarını kıldırır ve namazdan sonra cemaate hitap ederdi.

 

Tekrar: 963

 

 

حدثنا إبراهيم بن موسى قال: أخبرنا هشام: أن ابن جريج أخبرهم قال: أخبرني عطاء، عن جابر بن عبد الله قال: سمعته يقول: إن النبي صلى الله عليه وسلم خرج يوم الفطر، فبدأ بالصلاة قبل الخطبة.

 

[-958-] Ata'dan nakledilmiştir: "Cabir İbn Abdullah (r.a.)'ın şöyle dediğini duydum: Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ramazan bayramı namazı için musallaya gitti ve hutbeyi okumadan önce namazı kıldırdı.

 

Tekrar: 961, 978

 

 

قال: وأخبرني عطاء: أن عباس أرسل إلى ابن الزبير، في أول ما بويع له: إنه لم يكن يؤذن بالصلاة يوم الفطر، إنما الخطبة بعد الصلاة.

 

[-959-] Ata'dan nakledilmiştir: "Abdullah İbn Abbâs, ilk defa Abdullah İbnü'z-Zübeyr'e bey'at edildiğinde bir elçi vasıtasıyla şu bilgiyi göndermişti: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem zamanında Ramazan bayramı namazı için ezan okunmazdı ve hutbe de namaz'dan sonra okunurdu."

 

 

وأخبرني عطاء، عن ابن عباس، وعن جابر بن عبد الله قالا: لم يكن يؤذن يوم الفطر ولا يوم الأضحى.

 

[-960-] Abdullah İbn Abbâs ile Câbir İbn Abdullah (r.a.)'ın şöyle dedikleri nakledilmiştir: "Ne Ramazan bayramı namazı ne de Kurban bayramı namazı için ezan okunurdu."

 

 

وعن جابر بن عبد الله قال: سمعته يقول: إن النبي صلى الله عليه وسلم قام فبدأ بالصلاة، ثم خطب الناس بعد، فلما فرغ نبي الله صلى الله عليه وسلم نزل، فأتى النساء فذكرهن، وهو يتوكأ على يد بلال، وبلال باسط ثوبه، يلقي فيه النساء صدقة. قلت لعطاء: أترى حقا على الإمام الآن أن يأتي النساء فيذكرهن حين يفرغ؟ قال: إن ذلك لحق عليهم، وما لهم أن لا تفعلوا.

 

[-961-] Ata'dan nakledilmiştir: "Cabir İbn Abdullah (r.a.)'ın şöyle dediğini duydum: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kalktı ve önce namazı kıldırıp ardından cemaate hitap etti. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem hutbeyi bitirip indi ve kadınlara yönelerek öğütlerde bulundu. Bu sırada Bilal'ın elinden tutuyordu. Bilâl ise elbisesinin eteğini açmış kadınların attığı sadakaları topluyordu."

 

Bu hadis'in ravilerinden İbn Cüreyc: "Ben Atâ'ya, şu andaki imamların / görevlilerin hutbe bittikten sonra kadınlara yönelip öğütler verme ve onları uyarma görevi var mıdır, diye sordum. Şöyle cevap verdi: Tabiî ki vardır... Fakat maalesef bunu yapmıyorlar, gerçekten niye yapmıyorlar bilmiyorum!"

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buharî'nin kullandığı bu konu başlığı üç hüküm İçermektedir:

 

1. Bay­ram namazı için musallaya nasıl gidileceği,

2. Hutbenin namazdan sonra okun­ması,

3. Bayram namazları için ezan okunmaması.

 

Birinci hükümle ilgili olarak İbnü't-Tîn'in şöyle bir itirazı vardır: "İmam Buhârî'nin zikrettiği rivayetler içinde musallaya ne yürüyerek ne de binek üze­rinde gitmek konusunu anlatan bir İfade bulunmaktadır."

 

Onun bu itirazına Zeyn İbnü'l-Müneyyir şu cevabı vermiştir: "Yürüyerek ve binek üzerinde gitmekle ilgili olarak hiçbir açıklamanın bulunmaması bunların her ikisinin de caiz olduğunu ve birinin diğerine göre herhangi bir üstünlüğünün bulunmadığını gösterir."

 

İkinci hüküm ise bu başlık altında zikredilen rivayetlerde açık bir şekilde gö­rünmektedir. Bu uygulamayı (namazın hutbeden önce kılınması) ilk olarak kimin değiştirdiği konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. İmam Müslim'in Tarık İbn Şihâb yoluyla Ebu Saîd'ten naklettiği rivayette açıkça ifade edildiği gibi bu yönetici kişi Mervân İbnü'l-Hakem'dir. Bununla birlikte bu uygulamayı daha önce Hz. Osman'ın değiştirdiği de söylenmiştir. İbnü'I-Münzir sahih bir senedle Hasan-ı Basrî'nin şöyle dediğini nakletmiştir; "Namazdan önce hutbe okuma uygulamasını ilk başlatan Hz. Osman'dır. O başlangıçta önce namaz kıldırıp daha sonra hutbe okurdu. Fakat daha sonra halkın namaza yetişemediğini gö­rünce önce hutbe okuyup sonra namaz kıldırmaya başladı." Görüldüğü gibi Hz. Osman'ın bu sırayı değiştirmekteki gerekçesi ile Mervân'ın gerekçesi birbirinden farklıdır. Çünkü Hz. Osman halkın namaza yetişebilmeleri için böyle davranmış ve namazı kılabilmeleri noktasında onların maslahatını gözetmiştir. Halbuki Mervân'ın gerekçesi halkın hutbeyi dinlemelerini sağlamaktır ve dolayısıyla hut­beyi dinleyebilmeleri noktasında cemaatin maslahatını göz önünde bulundurmuştur.

 

Ezanın okunmaması hakkındaki üçüncü hükümle ilgili tek bilgi Abdullah İbn Abbâs'tan'nakledilen rivayette bulunmaktadır. Ebu Davud'un, Tâvus yoluyla İbn Abbâs'tan sahih bir senedle naklettiği bir rivayet şöyledir: "Resulullah (s.a.v.) bayram namazını ezansız ve kâmetsiz olarak kıldırdı." Aynı hükme delalet eden başka rivayetler de vardır: Müslim'in Câbir İbn Semure'den, Bezzâr'ın Sa'd İbn Ebu Vakkâs'tan ve Taberânî'nin el-Evsat'ta Berâ bin Azib'ten naklettiği riva­yetler böyledir. İmam Mâlik Muvatta’da şunlar söylemektedir: "Ben pek çok âlimimizin şöyle dediğini duydum; Resulullah (s.a.v.) zamanından günümüze kadar Kurban ve Ramazan bayramı namazlarında ne ezan okunmuş­tur ne de kamet getirilmiştir. Zaten bizim şehrimizde hakkında hiçbir görüş ayrı­lığı bulunmayan sünnet de budur."

 

Tüm bu açıklamalar ışığında konu başlığı ile bu başlık altında nakledilen ri­vayetler arasında uyum bulunduğu da ortaya çıkmış olur.

 

Câbir'den nakledilen bir rivayette geçen "Ne kamet getirilirdi ne de başka bir şey..." ifadesinden yola çıkan bazı âlimler bayram namazlarından önce ko­nuşulmaması gerektiği hükmünü de çıkarmışlardır.

 

İbnü'z-Zübeyr'e halife olarak bey'at edilmesi Yezîd İbn Muâviye'nin ölümün­den sonra hicrî 64. yıla rastlar.